top of page
Av. Mert Kağan Çetin

BOŞANMADA MAL PAYLAŞIMI

Mal Ayrılığı Rejimi ve Katkı Payı Alacağı

01-01-2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi. Bu tarihten sonra, kanunda yapılan değişiklikle yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi kabul edilmiştir. Yani eşler aralarında aksine bir sözleşme yapmadıkça mal varlıkları 01-01-2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimine göre, bu tarihten sonra edinilen mallar ise edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiye edilecektir. TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmaktaydı.


Mal ayrılığı rejiminde eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine sahiptir ve malların idaresi kendisine aittir. Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mal sayılmaktadır. Kadın veya kocanın, diğer eşin mal rejiminin devamı sırasında edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle "katkı payı alacağı" isteyebilmesi için, mutlaka para ya da parayla ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, toplu olarak ziynet, miras, menkul değerlerin satışından elde edilen gelirlerle yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle yapılması da mümkündür. Buradaki önemli husus şudur; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin malvarlığına tasarruf oranında katkıda bulunduğu Yargıtay tarafından karine olarak kabul edilmektedir.


Değer Artış Payı Alacağı

Eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almadan esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye anında bu malda meydana gelmiş değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır. Böyle bir malın tasfiye anından önce elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek payı hakkaniyete uygun olarak belirler. Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeri ile katkıda bulunmuş olmak zorunludur.


Artık Değere Katılma Alacağı

Artık değere katılma alacağı, eklenecek değerlerden (TMK 229) ve denkleştirmeden (TMK 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan değerin (TMK 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır. Katılma alacağı yasadan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olup olmamasının, boşanmada kusurunun bulunup bulunmamasının veya söz konusu malın edinilmesinde, korunmasında, iyileştirilmesinde katkıda bulunup bulunmadığının bir önemi yoktur.


Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir.


EŞYALARIN TESPİTİ VE İADESİ


Eşler arasında, boşanma davasının açılmasından önce veya sonraki dönemde eşlerden birisinin ortak konutu terk etmesi durumunda, evdeki eşyaların paylaşılması konusunda anlaşmaya varamamaları halinde, terk eden eşin eşyaları diğer eşin yanında kalmış olabilir. Bu durumda, eşya talebi olan eş, eşyaların iadesi için açacağı davadan önce, eşyaların kaybolması ve saklanması riskini ortadan kaldırmak için aile mahkemesinden eşyaların tespitinin yapılmasını isteyebilir.


Tespit esnasında, kişisel eşyalar istemde bulunan eşe teslim edilmeli, ortak eşyalar için ise yediemine teslim talebinde bulunulmalıdır. Ancak aile mahkemeleri tarafından yediemine teslim kararı sıkça verilen bir karar değildir. Tespite gidildiği zaman eşyalar bulunamazsa, eşya tespiti talebinde bulunan eş açtığı davada, eşyaların eşinde kaldığını, adetlerini ve değerini ispatlamak zorunda kalacaktır.


Düğünde takılan takılar kadına bağışlanmış sayılır. Evlilik birliği içerisinde koca tarafından eşine alınmış ziynet eşyaları da kadına bağışlanmış sayılır. Aile konutundan ayrılan kadın eşin, diğer eşten altın ve ziynet eşyalarının iadesi için açmış olduğu davada, eşinin kendisini evden attığını veya evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu kanıtlaması gerekmektedir.


Eşya alacağı davası boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Eşya, ziynet, para alacağı ve evlenme giderlerine ilişkin talepler nispi harca tabidir. Ancak kişisel malların, ev eşyalarının ve ziynetlerin geri verilmesi istemi boşanma davası içinde nispi harcı ödenmek suretiyle görülebilir.


Eşyaların tespiti ve ziynetlerin iadesi davalarında vakit kaybetmeksizin konusunda uzman bir İzmir boşanma avukatı ile çalışmak oldukça önem arz etmektedir. Böylece malların kaybolmasının, saklanmasının önüne geçebilecek ve hakkınızı eksiksiz olarak alabileceksiniz.




Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page